Mor besinlerin farkı

Mor Gıdaların Sağlık Dostu Mucizesi: Antosiyanin

Uzmanlara göre, meyve ve sebzelerdeki mor, kırmızı ve mavi tonları sağlayan doğal pigmentlerin sağlık üzerindeki etkileri oldukça büyük. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, “Bu renklerin arkasındaki gizemli güç olan antosiyanin sağlığımızı destekleyen güçlü bir bileşendir” diyor. Mor besinlerdeki bu farklılık ise şu şekilde açıklanıyor:

İş birliği yaparlar

Mor renklerin gücü sadece antosiyaninlerden gelmiyor. Diğer fenolik bileşikler (kuersetin, kaemferol, elajik asit, punisik asit, resveratrol, pterostilbenler), vitamin ve minerallerle de bağlantılıdır. Tüm bu unsurlar uyum içinde çalışarak sağlık için önemli etkiler gösterirler. Organik sebze ve meyveler daha fazla antosiyanin içerir.

Kanser savarlar

Antosiyaninler antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip olduklarından kanser hücrelerinin oluşumunu ve yayılmasını engellerler. Bilimsel çalışmalar böğürtlenin ve yaban mersininin meme, kolon, prostat ve akciğer kanseri gibi yaygın kanser türlerine karşı koruyucu etkilere sahip olabileceğini göstermiştir. Ayrıca koyu renkli ahududu kalın bağırsak poliplerinde kanser gelişimini yavaşlattığı kanıtlanmıştır.

Antosiyaninin Sağlık Dostu Yönleri

Kalbi ve damarları korur

Antosiyaninler nitrik oksit salınımını artırarak kan basıncını düşürüp pıhtılaşmayı azaltır, damar inflamasyonunu önler ve LDL kolesterolün oksitlenmesini engelleyerek kalp-damar hastalıkları riskini azaltır. 2008 yılında yapılan bir çalışma yaban mersini tüketiminin trombosit fonksiyonu, kan basıncı ve HDL kolesterol üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermiştir.

Yaşlanma Sürecini Yavaşlatır

Antosiyaninler güçlü antioksidan ve anti-inflamatuar etkilere sahip olduğundan serbest radikallerle savaşarak oksidatif stresi azaltırlar. Bu antioksidan etki yaşlanma sürecini ve oksidatif stresin neden olduğu hastalıkların riskini azaltır.

Diyabete Karşı Korur

Antosiyaninler diyabet gelişimini engeller. Karbonhidrat emiliminde rol alan enzimlerin aktivitesini azaltarak glikoz oluşumunu ve kana geçişini yavaşlatarak kan şekerinin yükselmesini önlüyor.

İyi Bakterileri Artırır

Antosiyaninler en fazla bağırsaklarda bulunur, bariyer fonksiyonunu iyileştirir ve bağırsak mikrobiyotasını dengelerler. Prebiyotik etki göstererek bağırsaklardaki iyi bakterileri artırırlar.

Hafızayı Güçlendirir

Antosiyaninler kan beyin bariyerini koruyarak nörodejeneratif hastalıkları önlemeye yardımcı olur. Ayrıca hafızayı ve öğrenme kapasitesini artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Antosiyanin Deposu Besinler

Böğürtlen, yaban mersini, ahududu, üzüm, siyah kiraz, siyah havuç, kuru erik, patlıcan, pancar, mor karnabahar, mor kıvırcık lahana, mor enginar, mor patates, aronya, karadut, vişne, kiraz, turna yemişi, çilek, mürver, nar gibi besinler antosiyanin açısından zengin kaynaklardır. Ayrıca siyah pirinç, polen, sumak gibi bitkilerde de antosiyanin bulunmaktadır.

En Yüksek ORAC Değerine Sahipler

ORAC, gıdalardaki antioksidan değerini gösteren bir ölçüttür. Mor besinlerin antioksidan değerleri oldukça yüksektir. Bu besinlerin ve içerdikleri antioksidan ölçüleri şöyle:

Bitkilerin Koruma Kalkanı

Antosiyaninler bitkilerin yaşam döngüsü, adaptasyonu ve üreme stratejilerine önemli katkıda bulunurlar. Güneş ışığının zararlı UV ışınları bitki dokularında DNA hasarına yol açar. Antosiyaninler bu zararlı etkiyi azaltarak bitkiyi korur. Ayrıca sıcaklık, soğuk, kuraklık, nem, rüzgar ve zararlı patojenler gibi çevresel streslerle başa çıkmada bitkilere yardımcı olurlar.

İnsanlarda da Aynı Etkiyi Gösterir

Antosiyaninler insanlarda da koruyucu etkilere sahiptir. Metabolik faaliyetler kadar hava kirliliği ve katkılı gıdalarla maruz kalınan serbest radikallerle savaşarak vücutta toksin birikimini azaltırlar.

Related Posts

Bakan Memişoğlu: Özellikle çocuklarımızı aşıdan esirgememeliyiz

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Özellikle küçük yaşta aşılanmayla, belli yaşta eğer kronik hepatit hastalığı varsa bunun tedavisini sağlayarak ve başkasına bulaşmasını engelleyerek Türkiye’nin bu hastalıktan kurtulması gerekiyor” dedi.

‘Artık kalp, damar hastalıkları daha fazla insanı hayattan koparıyor’

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’deki her 100 ölümden 36’sı dolaşım sistemi hastalıklarından kaynaklanıyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fethi Kılıçaslan, “Artık kanser değil, kalp damar hastalıkları daha fazla insanı hayattan koparıyor. Koroner arter hastalığı, kalbi besleyen damarlarda gelişen sertlik ve tıkanıklıkla ortaya çıkıyor” dedi.

Kahveye protein tozu atıp içiyorlar! Jet hızıyla yayıldı: ‘İlk sinyali böbrek ve kalpte verir’

Protein tozunun ne kadar doğru kullanıldığı hâlâ tartışma konusuyken, sade kahveyle karıştırılarak hazırlanan ‘Proffee’ akımı tüm dünyada hızla yayıldı. Sosyal medyada farklı tariflerle paylaşım rekorları kıran bu trend, özellikle sabah aç karnına tüketilmesiyle dikkat çekiyor. Ancak uzmanlar, bu popüler içeceğin sanıldığı kadar masum olmadığını söylüyor.

Hormon tedavisine 21 yaş sınırı geldi: Gençlerde telafisi mümkün olmayan hasarların önüne geçecek düzenleme

Bilim Komisyonu tavsiye etti, Bakanlık uygulamaya koydu… Sağlık Bakanlığı, Bilim Komisyonu’nun tavsiye kararıyla önemli bir düzenlemeye imza attı. Cinsiyet hoşnutsuzluğu (disforisi) yaşayan bireylerde kullanılan ergenlik baskılayıcı ilaçlar ve hormon tedavileri artık 21 yaş altındaki kişilere uygulanamayacak.

50 binde bir görülüyor: Gürcü hastanın skolyoz eğriliğini Türk hekimler iyileştirdi

Skolyoz eğriliği nedeniyle tedavisi için Gürcistan’dan Türkiye’ye gelen Juna Bakhtadze Türk hekimleri sayesine hayata tutundu. Ameliyatı gerçekleştiren Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Samet Erinç, “Hastamızın skolyoz açısının yaklaşık 110 derece olduğu tespit ettik. Bu, toplumda çok nadir görülen, 50 ila 60 binde bir diyebileceğimiz cerrahi sınıra ulaşmış bir eğriliktir. İki seans şeklinde 10-11 saatlik bir operasyonun sonucunda hastamızı ameliyat ettik. Şu anda hastamız gayet sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürebilir. Yürümesi düzeldi, hayata yeniden dönmüş gibi oldu. Bu gibi durumlarda erken teşhis çok önemli” dedi.

Kolesterol gerçeği: Kalp krizi riski herkese eşit değil

Kolesterolü yüksek olan herkes aynı riski taşımıyor. Kolesterol testleri çoğu zaman eksik bilgi veriyor. Gerçek riski belirlemek için trigliserit, HDL ve bel çevresine de bakmak gerekiyor. Kan tahliliniz “normal” çıksa bile kalp krizi riski taşıyor olabilirsiniz. Çünkü total kolesterol değeri, partikül boyutu, insülin direnci ve bel çevresiyle beraber değerlendirilmelidir.