Kahveye protein tozu atıp içiyorlar! Jet hızıyla yayıldı: ‘İlk sinyali böbrek ve kalpte verir’

“`html

Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Sosyal medya, her gün yeni ve ilginç akımlara ev sahipliği yapıyor. Bu trendler, sağlıktan giyime, alışverişten beslenme alışkanlıklarına kadar günlük yaşamımızı köklü bir şekilde etkiliyor. Bilinçli bireyler, neyin sağlıklı olduğuna dair çeşitli değerlendirmelerde bulunsa da, herkesin bu konuda şanslı olduğunu söylemek mümkün değil. Artık sosyal medyada çığ gibi büyüyen bir diğer akım ise ‘Proffee’ olarak karşımıza çıkıyor.

Protein ve kahve kelimelerinin birleşiminden oluşan bu ilginç içecek, sade kahveye protein tozu eklenerek tüketilmesinin sağlıklı ve tok tutucu bir çözüm sunduğunu iddialarını taşıyor. Ancak bu karışım gerçekten ne kadar masum? Bu popüler içeceği, konunun uzmanı ile ele aldık.

Proffee içeceği

İÇERİĞİNİ ZENGİNLEŞTİRİYORLAR

Son zamanların gözde akımlarından biri olan Proffee, sosyal medyada çeşitli tariflerle karşımıza çıkıyor. Proffee tüketicileri, bu karışımın kas gelişimini desteklediğini ve kahvenin sağladığı antioksidan etkinin etkisiyle enerji artırdığını ve metabolizmayı hızlandırdığını iddia ediyor. Ana bileşenleri sade kahve ve protein tozu olan bu içecek, özellikle yeterli günlük protein alımını gerçekleştiremeyenler arasında popülerlik kazandı. TikTok’ta doğmasının ardından, protein alımını artırmanın yanı sıra kahveyi daha dengeli bir içeceğe dönüştürmek amacıyla ortaya çıktı. Ancak zamanla bu akımın yönü değişti.

Günümüzde sosyal medyada yer alan tariflerde görsellik, içeriğin önüne geçmekte. Kullanıcılar, kahveye yalnızca protein tozu eklemekle kalmayıp, çeşitli tatlandırıcılar ve aromalar da eklemeye başladılar. Sonuç olarak, bir zamanlar sağlıklı bir seçenek olarak tanıtılan bu içecek, adeta bir şeker yüklemesine dönüştü. Bu durum, beraberinde şu soruyu getiriyor: Proffee gerçekten sağlıklı mı? Protein tozunu kahve ile birleştirmek ne kadar doğru? Bu soruları Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Temiz ile derinlemesine inceledik.

Proffee içeceği

BÖBREKLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Prof. Dr. Temiz, protein tozunun henüz tam anlaşılmamış etkileri hakkında bilgi vererek, “Proteinler, vücudun yapı taşları olduğu için kas protein sentezini hızlandırarak kas kütlesinin artmasına yardımcı olabilir.Özellikle antrenman sonrası kas ağrılarının azalmasına ve iyileşme sürecinin hızlanmasına katkı sağlar. Ayrıca, diyet yapan bireylerde doygunluk hissini artırarak kilo kontrolü süreçlerinde fayda sağlayabilir. Kas kazançları, kemik sağlığını da olumlu etkileyebilir. Ancak dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, protein tüketiminin böbrek iş yükünü artırabilmesi ve belirli risk gruplarındaki bireylerde taş oluşumuna neden olabileceğidir.

Prof. Dr. Gökhan Temiz, “Protein tozu ve kahve kombinasyonunun böbrekler üzerindeki etkisi, kullanılan bileşenlerin miktarına ve bireyin mevcut böbrek sağlığına bağlı olarak değişebilir. Sağlıklı bireylerde, Proffee’nin böbreklere doğrudan olumsuz etkileri kısa vadede beklenmiyor. Hatta bazı durumlarda faydalar sağlayabilmektedir. Örnek olarak, Proffee’deki protein, kas kütlesinin korunmasına ve antrenman sonrası onarımına yardımcı olabilir. Sporcular için yeterli protein alımı oldukça önemlidir; fakat modern yaşamın hızlı temposu, zaman zaman diyet dengesizliğine ve eksik beslenmeye yol açabiliyor.

Prof. Dr. Temiz, yeterli protein alımının böbrek hastalığı bulunmayan sporcular ve yaşlı bireyler için sağlık açısından önemli olduğunu vurgulayarak, kas kütlesinin korunmasının, kronik böbrek hastalığı olan bireylerde görülen kas kaybı ve buna bağlı kırık riskini azaltabileceğini belirtti. Ancak, kronik böbrek hastalığı olan bireylerde protein alımının dikkatlice yönetilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Proffee içeceği

‘YÜKSEK PROTEİN TÜKETİMİ BÖBREK HASTALIKLARINI İLERLETEBİLİR’

Aynı zamanda kahvedeki polifenoller ve diğer biyoaktif bileşenlerin antioksidan özellikleri sayesinde hücresel hasarları azaltarak böbrekler de dahil olmak üzere genel organ sağlığını belli bir noktaya kadar destekleyebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Temiz, “Fakat aşırı ve kontrolsüz protein alımı, böbrekler üzerinde artan bir yük oluşturabilir. Sağlıklı böbrekler bu yükü tolere edebilir, ancak uzun süreli yüksek protein alımı, böbrek fonksiyonalarında zayıflamaya neden olabilir. Kronik böbrek hastalığı olan bireylerde bu durum hastalığın hızlanmasına yol açabilir.” diyerek konunun önemine vurgu yaptı.

Prof. Dr. Temiz, protein tozu ve kahve kombinasyonunun uzun vadede yaratabileceği olumsuz etkileri şu şekilde özetledi: “Aşırı protein alımı, böbrek sorunlarını yanı sıra, kafeinin uyarıcı etkisi ile kardiyovasküler sorunlara da yol açabilir; örneğin hipertansiyon veya düzensiz kalp ritmi gibi durumlar görülebilir.”

Proffee içeceği

Özellikle kahvaltı yapmaya vakti olmayanlar veya sabah egzersiz yapmak isteyen bireyler için dengeli bir şekilde hazırlanmış bir bardak Proffee, zihinsel ve fiziksel anlamda güne güçlü bir başlangıç yapmanın pratik bir yolu olarak değerlendiriliyor. Prof. Dr. Temiz, “Günümüzdeki ana sorun, trend olan bir şeyin abartarak tüketilmesidir. Proffee, sağlıklı bireyler için ölçülü tüketildiğinde keyifli bir seçenek olabilir; ancak unutulmamalıdır ki, fazlası her şeyde olduğu gibi suyun bhi zararlı olabileceği gibi, aşırı tüketim sağlık sorunlarına yol açabilir.” dedi.

KAHVEYİ ZENGİNLEŞTİREN FARKLI TARİFLER

Üstelik kahveye sadece protein tozu eklenmeyip, sosyal medya üzerinden farklı tariflerle kahveye limon, Hindistan cevizi gibi gıdaların da ilave edildiği görülüyor. Peki bu takviyeleri özellikle aç karnına tüketmek doğru mudur? Prof. Dr. Temiz, “Kahveye yapılan eklemeler sağlıklı bir öğünün yerini tutamaz.Aç karnına kahve içmek, sabahları kan şekeri dalgalanmalarına, kortizol seviyesinin artmasına ve mide asiditesinde yükselişe neden olabilir. Ayrıca, oksalat içeriği nedeniyle fazla kahve tüketimi, böbrek taşı riskini artırabilir.” diyerek sözlerini tamamladı.

“`

Related Posts

Mor besinlerin farkı

Antosiyanin; bitkilere mavi, mor ve kırmızı renkleri veren doğal pigmenttir. Bu sayede meyve sebzeler çok güçlü antioksidanlara dönüşür. Kalpten, kan basıncını düşürmeye ve kanser riskini azaltmaya kadar birçok faydası olan bu yiyecekler günlük beslenmeye eklenmelidir.

‘Artık kalp, damar hastalıkları daha fazla insanı hayattan koparıyor’

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’deki her 100 ölümden 36’sı dolaşım sistemi hastalıklarından kaynaklanıyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fethi Kılıçaslan, “Artık kanser değil, kalp damar hastalıkları daha fazla insanı hayattan koparıyor. Koroner arter hastalığı, kalbi besleyen damarlarda gelişen sertlik ve tıkanıklıkla ortaya çıkıyor” dedi.

Hormon tedavisine 21 yaş sınırı geldi: Gençlerde telafisi mümkün olmayan hasarların önüne geçecek düzenleme

Bilim Komisyonu tavsiye etti, Bakanlık uygulamaya koydu… Sağlık Bakanlığı, Bilim Komisyonu’nun tavsiye kararıyla önemli bir düzenlemeye imza attı. Cinsiyet hoşnutsuzluğu (disforisi) yaşayan bireylerde kullanılan ergenlik baskılayıcı ilaçlar ve hormon tedavileri artık 21 yaş altındaki kişilere uygulanamayacak.

50 binde bir görülüyor: Gürcü hastanın skolyoz eğriliğini Türk hekimler iyileştirdi

Skolyoz eğriliği nedeniyle tedavisi için Gürcistan’dan Türkiye’ye gelen Juna Bakhtadze Türk hekimleri sayesine hayata tutundu. Ameliyatı gerçekleştiren Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Samet Erinç, “Hastamızın skolyoz açısının yaklaşık 110 derece olduğu tespit ettik. Bu, toplumda çok nadir görülen, 50 ila 60 binde bir diyebileceğimiz cerrahi sınıra ulaşmış bir eğriliktir. İki seans şeklinde 10-11 saatlik bir operasyonun sonucunda hastamızı ameliyat ettik. Şu anda hastamız gayet sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürebilir. Yürümesi düzeldi, hayata yeniden dönmüş gibi oldu. Bu gibi durumlarda erken teşhis çok önemli” dedi.

Kolesterol gerçeği: Kalp krizi riski herkese eşit değil

Kolesterolü yüksek olan herkes aynı riski taşımıyor. Kolesterol testleri çoğu zaman eksik bilgi veriyor. Gerçek riski belirlemek için trigliserit, HDL ve bel çevresine de bakmak gerekiyor. Kan tahliliniz “normal” çıksa bile kalp krizi riski taşıyor olabilirsiniz. Çünkü total kolesterol değeri, partikül boyutu, insülin direnci ve bel çevresiyle beraber değerlendirilmelidir.

Çocuklarda yazın sık görülen tehdit: Gastroenterit

Kahramanmaraş’ta görev yapan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Rıza Namlı, yaz aylarında çocuklarda sıkça rastlanan gastroenterit vakalarına karşı aileleri uyardı. Özellikle bebekler ve bağışıklık sistemi zayıf çocuklar için tehlikeli olabilen bu hastalık, ciddi sıvı kaybına neden olabiliyor.